www.siyasetci.biz

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
www.siyasetci.biz


Siyasi Gençliğin Buluşma Noktası


+3
politikaci.1994
iceberg19
Admin
7 posters

    Tartışılmayan tek yasak başörtüsü

    Admin
    Admin
    Admin


    Mesaj Sayısı : 152
    Points : 0
    Kayıt tarihi : 04/05/08

    Tartışılmayan tek yasak başörtüsü Empty Tartışılmayan tek yasak başörtüsü

    Mesaj tarafından Admin Salı Mayıs 06, 2008 7:48 pm

    Tartışılmayan tek yasak başörtüsü (Ayşe Adlı-Aksiyon, 566.Sayı -2005 )


    Kendini “Alevi, laik, solcu ve demokrat” olarak tanımlayan Murat Aksoy, yüksek lisans tezi olarak başörtüsü yasağını çalıştı. 35 yıllık geçmişi olan yasağı tarihsel süreç içinde değerlendiren Aksoy’a göre bireysel özgürlükler alanında yaşanan sıkıntıların sebebi Osmanlı’dan beri devam eden modernleşme krizi.

    ‘Başörtüsü yasağı, tıpkı Alevilik, Ermeni soykırımı ve Kürt meselesi gibi tâlî bir tartışma. Sorunların nedeni ‘vatandaş’ tanımının ülke topraklarında yaşayan herkesi içine almaması. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ‘Türk ve laik’ olur dediğinizde kapsam dışında kalanlar sorun olmaya başlar.” Bu sözler, ‘Başörtüsü-Türban; Batılılaşma-Modernleşme, Laiklik ve Örtünme’ kitabının yazarı Murat Aksoy’a ait. Kendini laik, Alevi, solcu ve demokrat olarak tanımlayan Aksoy, Türkiye’de yıllardır gündemi meşgul eden başörtüsü yasağı ile 1999 yılında tanışmış. Vesilesi de tüm Türkiye’nin canlı yayında izlediği Büyük Millet Meclisi’ndeki Merve Kavakçı krizi.



    Bilgi Üniversitesi İnsan Hakları Hukuku Bölümü tarafından tez olarak kabul edilen ve Kitap Yayınları’nın yayına hazırladığı çalışmanın konusunu, 30 yılı aşkın süredir uygulanan başörtüsü yasağı oluşturuyor. Aksoy, kitabının giriş bölümünde bir anlama çabası içinde olduğunu dile getiriyor. Merve Kavakçı’nın 1999 yılında başörtülü olarak milletvekili yemini etmek istemesi ve bunun sonucunda yaşanan olaylardan sonra çevresiyle söz konusu yasağı tartışmaya başlayan Aksoy, hep aynı tepki ile karşılaştığını ifade ediyor: “Hem yasağı uygulayanlarda hem de muhatap olan kesimde taraf olmaya zorlayan bir bakış açısı vardı. Ben karşısında ya da yanında olmaktansa neler olduğunu anlamak istedim.”

    2 buçuk yıl süren çalışma sonucunda ortaya çıkan tezde, Osmanlı’da muasırlaşma çabalarından yola çıkılarak 16’ncı yüzyıldan bugüne kadın giyimi üzerine yaşanan tartışmalar değerlendiriliyor. En kapsamlı şekilde ele alınan dönem ise başörtüsünün yasak olarak ülke gündeminde yer aldığı 1980 sonrası. Kaynak taramaları, iddianameler, dava sonuçları gibi yasal süreçlerin siyasi yansımaları da tezde yer alırken, başörtüsü yasağı ne zaman, nerede, neden başladı ve nereye geldi sorularına cevap aranıyor. Bu araştırmayı yaparken ‘kadın olmak’ üzerine bina edilen politikalar hakkında epeyce bilgi sahibi olan Aksoy’un konu hakkında en net ifade ettiği hususlar, başörtüsü yasağında sorunun kıyafet değil, ifade ettiği anlam ve kamusal alandaki tezahürü olduğu, yasaklamaların hiç bir hukuki zemininin bulunmadığı ve İslami kesimin meseleye siyaseten sahip çıkmadığı...

    Gerekçelerine gelince: Osmanlı’nın son dönemlerinde başlayıp Cumhuriyet’le devam eden süre boyunca kadının görünümü modernlik ölçüsü kabul ediliyor. Kadın tanımlanması ve dönüştürülmesi gereken bir nesne olarak ele alınıyor. Bu sebeple nasıl göründüğü hep önemli bir mesele olarak kalıyor. Başörtüsü etrafında yaşanan yasaklamalar ve tartışmalar tarihi süreç içinde ele alındığında Aksoy’un ifadeleri daha anlaşılır hâle geliyor. “Modernleşme çabaları içerisinde 1940’larda karşı olunan çarşaf, benimsetilmeye çalışılan ise manto ve başörtüsüydü. 80’lerde başörtülülerin sayısından rahatsızlık duyulmaya başlanınca da aralarındaki fark tarif edilmeden başörtüsünün karşısına ‘türban’ çıkarıldı. Kısa bir süre sonra bu kez türban siyasal İslam’ın sembolü sayılarak kamusal hayattan dışlandı.” Bu gelişmelerin en bariz tezahürü de üniversitelerde ortaya çıktı. İlk olarak 1967 yılında Ankara Üniversitesi’nde uygulanmaya başlanan başörtüsü yasağı. o günden sonra bir daha gündemden düşmedi. Yine ilk örnekleri o yıllarda görülen bir diğer husus yasak konusunda ortaya çıkan yorum farkları. Aksoy’un ilk örneği başörtüsü yasağı mağduru olarak tarihe geçen Hatice Babacan’ın bir yıl arayla yaşadıkları. 1968’de yasak nedeniyle Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ni bırakmak durumunda kalan Babacan, ertesi yıl kazandığı Dil Tarih Coğrafya Fakültesi’nden hiç sorun yaşamadan mezun oluyor. Arada herhangi bir yasal değişiklik olmadığına dikkat çeken Aksoy’a göre o günden beri bu fiili durumun tek bir izahı var: Keyfilik.

    Başörtüsü kanunen yasak değil

    Fiili sürecin siyasal değişikliklerle birlikte ele alındığı ‘Başörtüsü - Türban’ kitabında öne çıkan bir diğer tespit ise İslami kesimin siyasi söyleminin yükseldiği dönemlerde yasağın dozunun arttığı. Bu saptamanın örneği de 1980 sonrası döneme ait. 1983 yılında iktidara gelen ve başörtüsü yasağının karşısında yer alan Anavatan Partisi (ANAP) iktidarı döneminde başörtüsü hakkında o güne kadar olduğundan çok daha fazla yasal düzenleme yapılıyor. Yine bu dönemde başörtüsü, önce türbana, sonra da irticai faaliyetlerin ve siyasal İslam’ın simgesine dönüşüyor. Hukuki süreç de bu varsayım üzerinden ilerliyor. Danıştay’ın 13 Aralık 1984’te aldığı kararda, başörtüsünün siyasi emellere alet edildiği, bu nedenle üniversitelerde uygulanan başörtüsü yasağının doğru olduğu ifade ediliyor. Böylece o güne kadar sadece siyasilerin irtica suçlamaları ile gündeme taşınan başörtüsü yasağı, mahkeme kararı ile de tescil edilmiş oluyor. Ancak Yüksek Öğretim Kurulu’nun (YÖK) uygulamasını okul yönetimlerine bıraktığı yasak konusunda hem üniversitelerde hem de mahkeme kararlarında yorum farkları kendini gösteriyor. Danıştay kararına karşı Ankara 6. Sulh Ceza Mahkemesi, 1986 yılında ‘müessese içinde türban ile bulunmanın Anayasa, Kıyafet Kanunu ve YÖK kararına göre normal ve tabii oluğu’ hükmünü açıklıyor.

    Kitabında yaşananları kronolojik olarak aktaran Aksoy, ANAP iktidarından sonra en fazla Refah-Yol iktidarı döneminde sıkıntı yaşandığına işaret ediyor. Aksoy, “Yaklaşık 35 yıldır üniversitelerde uygulanan başörtüsü yasağı, Anayasa ve yasalarda yer almıyor. Şu anda yüksek öğretim kurumlarındaki kılık kıyafete yönelik tek düzenleme, Yüksek Öğrenim Kanunu’nun ek 17’nci maddesi.” diyor. Tezini Anayasa Hukuku Profesörü Serap Yazıcı gözetiminde hazırlayan Aksoy’un işaret ettiği maddenin açılımı: Kanunlara aykırı olmadığı sürece üniversitelerde kılık kıyafet serbesttir. “Başörtüsünü yasaklayan herhangi bir kanun olmadığı için de uygulama yasalara aykırı. Açıkça görülen gerçeğe rağmen yaşananlar, ikiyüzlü bir tavrı ortaya koyuyor.” diyen Aksoy’a göre bu çalışmanın ulaştığı en önemli sonuç problemin bir siyaset tartışması olduğu. “Bu siyasi bir tartışma ve yasağı savunanlar siyasi gerekçeler öne sürüyor. Ama maalesef İslami kesim bu tartışmadan kaçıyor. Siyaset yapmak yerine sorunu anayasal din ve vicdan özgürlüğü üzerinden çözmeye çalışıyor. Anayasa’nın başlangıç hükümleri ve 5’inci maddesinin arkasına sığınan uygulayıcılara karşı 24 ve 42’inci maddelerden yani eğitim ve fırsat eşitliğinden söz etmenin bir manası yok. Laik kesimden biri olarak baktığımda, İslami duyarlılığa sahip insanların bu konuya siyaseten sahip çıkmadığını görüyorum.”

    Aksoy’un ‘büyük siyasetin’ alanına girdiğini söylediği Kürt meselesi, mezhep farklılıkları ve Ermeni soykırımı konuları, Avrupa Birliği’ne (AB) uyum sürecinde konuşulmaya başlansa da başörtüsü yasağı hâlâ karmaşık bir mesele olarak duruyor. Aksoy’a göre bu durum Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) iktidarından kaynaklanıyor. Zira AK Parti, temsil ettiği kültürel kimlikten dolayı devlet katında netâmeli bir pozisyonda ve başörtüsü yasağı konusuna girdikleri anda rejim korkuları tekrar gündeme gelecek. Bu nedenle Aksoy, bir mağduriyet nedeni olan bu yasağın ancak solda yer alan bir parti tarafından çözülebileceğini savunuyor.

    Mevcut durumu iki taraf açısından değerlendiren Murat Aksoy, yasağı uygulayanlarla yasağa karşı çıkanların aynı dili konuşmadığı kanaatinde. Neden mi? Aksoy’a göre, bir tarafın türban diye tanımladığı şeye öteki başörtüsü diyor. Biri, laik sistemi yıkma niyetini ortaya koyan bir sembol olarak algılarken diğeri ‘hayır inandığım için örtüyorum başımı’ diyor. Karşı taraf ‘yasak’, muhatapları ‘hayır anayasal hakkımızdır’ diyor. Ve bir türlü meselenin esası üzerine konuşmaları mümkün olmuyor. AB ile müzakerelerin başlaması nedeniyle bu konunun önümüzdeki günlerde sık sık gündeme geleceğini düşünen Aksoy, “Başörtüsü meselesi Türkiye’nin demokratikleşme ve sivilleşmesinde önemli bir ara durak. Ve çözümün dışarıdan beklenmemesi gerekiyor.” fikrini savunuyor.

    Başörtüsü-Türban kitabında süreç, üniversite öğrencilerinin durumu üzerinden değerlendirilirken kamu çalışanlarının konumuna pek değinilmemiş. Bunu, kamu personelinin tarafsızlığı gereğine, var olan yasal hükümlere bağlayan Aksoy, ülke nüfusunun büyük çoğunluğunu ilgilendiren bu konunun toplumsal mutabakatla karara bağlanması gerektiğini ifade ediyor.
    iceberg19
    iceberg19
    KGP


    Mesaj Sayısı : 85
    Yaş : 35
    Nerden : samsun/bursa
    Points : 0
    Kayıt tarihi : 24/05/08

    Tartışılmayan tek yasak başörtüsü Empty Geri: Tartışılmayan tek yasak başörtüsü

    Mesaj tarafından iceberg19 Paz Mayıs 25, 2008 4:48 pm

    Türkiye cumhuriyeti vatandaşı olarak kendimle hep gurur duymuşken sadece bu konuda bu ülkenin ferdi olmaktan dolayı utandım,utanmaya da devam ediorum.Başörtüsü ve türban...ikisi farklı bir şeymiş gibi gösterilmeye çalışılıyor.Türban siyasi bir simge olarak görülürken başörtüsü masum bir bez parçası deniliyor.Hiç bir zaman ikna olamadım.Ben aşağıya bir kaç soru yazacağım bu yasağı savunan arkadaşlar varsa bu soruları cevaplayıp beni ikna ederse belki ben de bir yasakçı olabilirim.Ama lütfen cevapları mantıklı olsun...
    SORU 1:Türban siyasi bir simgeyse hangi siyasi partiye veya partilere aittir?..
    SORU 2:Türbanı neden tüm üniversitelerde serbest bırakmıyoruz?..Türbanlı öğrenciler bu ülkenin neyi?..Öcü gözüyle mi bakılıyor bu öğrencilere?
    SORU 3:Diyelim ki türban siyasi simge okula sokulması yasak o zaman che guevera t-shirt ünün de yasaklanması gerekmez mi?...
    SORU 4:Türban değil de siyasi olmayan anadolu kadınlarının taktığı başörtüsünü takan birisi üniversitelere alınacak mı?..
    SORU 5:Türban serbestisine en çok karşı çıkan parti olan chp ye bir sürü türbanlı bayanın üye yapılması hangi mantıkla açıklanmalıdır?..Yoksa türban chp nin de mi simgesidir?...

    Bu soruları kanıtlarıyla açıklayabilen arkadaş varsa açıklasın ben de Türban yasağını savunacağım...Ama bu sorular mevcutken haklı olan benim ve türban serbest olmalı...Çarşaf bile...
    avatar
    politikaci.1994


    Mesaj Sayısı : 7
    Yaş : 29
    Nerden : izmir
    Points : 0
    Kayıt tarihi : 24/05/08

    Tartışılmayan tek yasak başörtüsü Empty Geri: Tartışılmayan tek yasak başörtüsü

    Mesaj tarafından politikaci.1994 Paz Mayıs 25, 2008 7:38 pm

    Cumhuriyet özgürlüktür.nasıl kapalı vatandaşlarımız açık vatandaşlarımıza karışmıyorsa açık vatandaşlarımızda kapalılara karışmaz. Laiklik terimi yanlızca din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması değil,din ve vicdan özgürlüğüdür
    avatar
    Altıok


    Mesaj Sayısı : 62
    Points : 0
    Kayıt tarihi : 01/06/08

    Tartışılmayan tek yasak başörtüsü Empty Geri: Tartışılmayan tek yasak başörtüsü

    Mesaj tarafından Altıok Ptsi Haz. 02, 2008 10:37 am

    Cevap 1; Tek bir siyasi partiye ait olmamakla birlikte isim vermek gerekirse genelinde tüm sağcı partiler olmak üzere (ki bunlar için önemli olan daha çok bunun üzerinden prim yapmaktır) AKP, SP yani Milli Görüş çizgisinin simgesidir.

    Cevap2; Çünkü türban gerek Danıştay, gerek AİHM kararları ile ispatlanmıştır ki siyasi islamin bir sembolüdür ve ülkenin teokratik çizgiye kaymaması için alınan bir önlemdir. Dediğimiz gibi bu bir simgedir. Bunun arkası gelecektir. Bunun için İran İslam Devrimi'ni incelemenizi şiddetle öneririm.

    Cevap3; Burada sorunu iyi tahlil etmek gerekir. Bu ülkede Che Guavera tehdidi değil Şeriat tehdidi vardır. Kimse Che üzerinden kimseye baskı kuramaz ama %96'sı müslüman olan bir toplumda din üzerinden baskı kurabilir.

    Cevap4; Zaten çağdaş değerler içerisinde eşarp vb. takan, dini-simgesel değeri olmayan başlıklarla rahat bir şekilde okullara girilebilmekte. Bu bakımdan başörtüsü bir sorun teşkil etmez ama türbanın alternatifi gibi sunulacak olursa yeni türban modeli o olacağından alternatif yapılması doğru değildir.

    Cevap5; Türban giyen hanımların, türban karşıtı bir partiye üye olmaları ancak şu şekilde açıklanır; CHP iş olsun diye türbana karşı çıkmamaktadır ve de özel hayatta kişilerin kendi isteğine göre giyinebileceğini vurgulamak isteyen bir partidir.

    Ben de bir soru sormak isterim,

    Neden günde 15 saat çalışan, fakir fukaralık içinde geçimini zar zor sağlayan başörtülü kadınlarımız değil de Üniversiteli türbanlı kızlar tartışılıyor ? Esas sorun budur.

    Saygılar
    iceberg19
    iceberg19
    KGP


    Mesaj Sayısı : 85
    Yaş : 35
    Nerden : samsun/bursa
    Points : 0
    Kayıt tarihi : 24/05/08

    Tartışılmayan tek yasak başörtüsü Empty Geri: Tartışılmayan tek yasak başörtüsü

    Mesaj tarafından iceberg19 Salı Haz. 03, 2008 4:15 pm

    Önce şunu söylemekte yarar var tartışan,tartışma konusu yapan biz değil sizsiniz.İnsanları başı kapalı başı açık diye nitelendiren bu anlamda en büyük bölücülüğü yapan da sizsiniz.Türkiyede hiç kimsenin başı açık birisine zorla bir şeyleri dikte etmek gibi bir derdi yokken başı açık kadınlartın üzerinde baskıyı siz kuruyorsunuz.Sanki kişinin başını açmayla beyninin içerisindeki fikri değiştirebiliyorsunuz.Önce che guevera gibi tehdit var mı yok mu onu iyi bi araştır öyle yaz ne yazcaksan.Zamanında sosyalist devrim bahanesiyle darbe girişimi olan paşaları hangi zihniyet yetiştirdi.Şeriatçılar mı?...5.soruya verdiğin cevapla 1.soruya verdiğin cevap birbirini yok edio.Madem öyle bir durum var,madem türban sağ partilerin simgesi CHP niye sahiplenio.Sonra çıkıp da din de bizim devlet de.Bu ne aymazlıktır yha.Demokrasiden nasibini alamamış militarist zihniyetin temsilcilerisiniz...Bu ayan beyan ortada.Saklamaya çalışıosunuz ama olmuo...Üzgünüm...
    avatar
    Altıok


    Mesaj Sayısı : 62
    Points : 0
    Kayıt tarihi : 01/06/08

    Tartışılmayan tek yasak başörtüsü Empty Geri: Tartışılmayan tek yasak başörtüsü

    Mesaj tarafından Altıok Salı Haz. 03, 2008 8:15 pm

    Sevgili iceberg,

    Öncelikle şu çirkin üslubunu düzeltmeni diliyorum. Nahoş tabirlerle gönül kırmanın pek bir anlamı yok.

    Başı açık kadınların üzerinde baskıyı biz mi kuruyoruz ? Merak ettim bunu nasıl kuruyoruz ? Başınız açıksa dinden çıkarsınız mı diyoruz mesela ?

    Che'nin ne tehdidini gördünüz ?

    Che'yi ne kadar biliyorsunuz ?

    İdealindeki sistemle alakalı en ufak bir fikriniz var mı ?

    Sosyalist değerler sizin için ne anlam ifade ediyor ?

    Anayasamızın temel ilkelerini, yani altıoku iyi incelediniz mi ?

    İncelediyseniz, altıok sistemini evrensel ideolojiler çerçevesinde değerlendirir misiniz ?

    Mesela sosyalizm ile kıyasını yapar mısınız ?

    Ya da Mustafa Kemal'in "Devlet Sosyalizm'i" ibaresini hiç duydunuz mu ?

    vs.

    Bu birkaç sorudan sonra CHP'li türbanlılara gelmek istiyorum. CHP kurultaylarında hiç bulundunuz mu ? Ya da CHP ilçe örgütlerine şöyle bir göz attınız mı ? Bence CHP'li bayanları iyi inceleyin ondan sonra bir tespitte bulunun. Zira bu ülkede tek tük de olsa "Kızıl Bayrak" gazetesi satan türbanlılarımız da var. Materyalist bir gazete satan türbanlılardan bahsediyorum...

    Aradaki birkaç örnek CHP'ye genellenemez. CHP de kapısına kadar gelmiş türbanlı bayanları reddedemez. Siz CHP'yi sağcı-faşist partilerle karıştırıyorsunuz galiba.

    Saygılar
    messeout
    messeout


    Mesaj Sayısı : 48
    Yaş : 36
    Nerden : Samsun/Adana/Eskişehir
    Points : 0
    Kayıt tarihi : 24/05/08

    Tartışılmayan tek yasak başörtüsü Empty Geri: Tartışılmayan tek yasak başörtüsü

    Mesaj tarafından messeout C.tesi Haz. 07, 2008 11:20 am

    Neden kimse bu işi Diyanet işleri Başkanlığına sormuyor? Orayı Atatürk kurmadı mı ? hiç olmazsa hatrı olsun die sorun konu onların alanına giriyor... Ama konu hayatında dinle cenaze namazları dışında hiç bir ilgisi olmyanların çevresinde dönüyor. Bilimsel olalım oranın fikrini alalım. Çok sevdiğimiz Atatürk her konuda hep istişare etmişti bizde konuları istişare edelim
    Laucian Nailo
    Laucian Nailo


    Mesaj Sayısı : 58
    Yaş : 35
    Nerden : İstanbul/Zonguldak
    Points : 0
    Kayıt tarihi : 01/06/08

    Tartışılmayan tek yasak başörtüsü Empty Geri: Tartışılmayan tek yasak başörtüsü

    Mesaj tarafından Laucian Nailo C.tesi Haz. 07, 2008 11:29 am

    Diyanet işlerini Atatürk kurmuş olabilir...
    Ancak bu bilgi diyanet işlerinin bugün Atatürk'ün düşündüğü gibi düşünen insanlar tarafından idare edildiğini göstermez. Zaten öyle olsa başımızda AKP olmazdı.
    messeout
    messeout


    Mesaj Sayısı : 48
    Yaş : 36
    Nerden : Samsun/Adana/Eskişehir
    Points : 0
    Kayıt tarihi : 24/05/08

    Tartışılmayan tek yasak başörtüsü Empty Geri: Tartışılmayan tek yasak başörtüsü

    Mesaj tarafından messeout C.tesi Haz. 07, 2008 11:38 am

    abi sizde ama işin cıvığını çıkarıyorsunuz bee. Siz istiyorsunuz ki aynı standartlar olsun herkeste. Anayasa haricinde bütün mercilerde kadrolaşma vardır şimdi sanki oradakiler TC vatandaşı değilmiş gibi. Yok darbelerde CHPnin aldığı makamları hiç söylemeyeceğim. Sizin bakış açısında değil diye bütün kurumları tasnif etmek gerekecek bir kurumun fikrini almak için
    Laucian Nailo
    Laucian Nailo


    Mesaj Sayısı : 58
    Yaş : 35
    Nerden : İstanbul/Zonguldak
    Points : 0
    Kayıt tarihi : 01/06/08

    Tartışılmayan tek yasak başörtüsü Empty Geri: Tartışılmayan tek yasak başörtüsü

    Mesaj tarafından Laucian Nailo C.tesi Haz. 07, 2008 12:57 pm

    messeout demiş ki:abi sizde ama işin cıvığını çıkarıyorsunuz bee.
    İşin cıvığını çıkarmak ile ülkem için doğruyu istemekle büyük fark var.
    messeout demiş ki:Siz istiyorsunuz ki aynı standartlar olsun herkeste.
    Neden olmasın?
    messeout demiş ki:Anayasa haricinde bütün mercilerde kadrolaşma vardır şimdi sanki oradakiler TC vatandaşı değilmiş gibi.
    Bugün TC vatandaşı olan herkes ülkesinin iyiliğini istiyor mu ki bu cümleyi kurabiliyorsunuz.
    messeout demiş ki:Yok darbelerde CHPnin aldığı makamları hiç söylemeyeceğim.
    CHP'nin darbelerde ne cezalar yediğini öğrenmek için çok büyük bir araştırma yapmanıza gerek yok. Kulaklarınızı dayanaksız, cahilce bilgilere kapayın yeter.
    iceberg19
    iceberg19
    KGP


    Mesaj Sayısı : 85
    Yaş : 35
    Nerden : samsun/bursa
    Points : 0
    Kayıt tarihi : 24/05/08

    Tartışılmayan tek yasak başörtüsü Empty Geri: Tartışılmayan tek yasak başörtüsü

    Mesaj tarafından iceberg19 C.tesi Haz. 07, 2008 3:37 pm

    CHP darbeler zamanında ceza falan yemedi bunu iyi bir okuyun...Taraflı olmayın...CHp kapatıldığında açık olan parti söyleyebilir misin ki sadece CHP yi kapatmışlar gibi konuşuyorsun...Arkasında elit bürokrasinin olduğu bir partidir chp...Bu büyük bir gerçek.Adında halk ibaresi yer alan ama halkla alakası olmayan dandik bir partidir...Atatürk kurdu diye oldu olacak seçimler yapılmadan chp iktidar olsun...Deniz baykal başbakan olsun...Ahmet necdet sezer ölene kadar cumhurbaşkanı kalsın...Çok istersiniz dimi bunları...Keşke olsa dersiniz?...
    Laucian Nailo
    Laucian Nailo


    Mesaj Sayısı : 58
    Yaş : 35
    Nerden : İstanbul/Zonguldak
    Points : 0
    Kayıt tarihi : 01/06/08

    Tartışılmayan tek yasak başörtüsü Empty Geri: Tartışılmayan tek yasak başörtüsü

    Mesaj tarafından Laucian Nailo C.tesi Haz. 07, 2008 6:19 pm

    Demin emin olmak için wikipedia'dan tekrar baktım. Neden acaba CHP'nin 80 darbesinde bütün üyeleri dağıtılmış??
    Biz bir insanın başımızda ömür boyu kalmasını istemeyiz.
    Biz başımızdakilerin adam gibi, şerefli insanlar olmasını isteriz.
    Bizi mutlu eden şey para değil, bağımsızlıktır.
    avatar
    Altıok


    Mesaj Sayısı : 62
    Points : 0
    Kayıt tarihi : 01/06/08

    Tartışılmayan tek yasak başörtüsü Empty Geri: Tartışılmayan tek yasak başörtüsü

    Mesaj tarafından Altıok C.tesi Haz. 07, 2008 11:17 pm

    Yahu CHP darbeci olsaydı, tüm partileri kapatır onu açık bırakmazlar mıydı ?

    Bu kadar da anlamsız eleştiri olmaz ki !
    avatar
    Altıok


    Mesaj Sayısı : 62
    Points : 0
    Kayıt tarihi : 01/06/08

    Tartışılmayan tek yasak başörtüsü Empty Geri: Tartışılmayan tek yasak başörtüsü

    Mesaj tarafından Altıok Paz Haz. 08, 2008 1:22 am


    Velev ki vakası...


    HER olayın bir şifresi vardır...Mesela “Ayşe tatile çıksın” Kıbrıs Barış Harekâtı’nı hatırlatır, “555 K” 27 Mayıs’tan önceki Kızılay gösterisini, “Dün dündür” özdeyişi Süleyman Demirel’i, “11’ler” “12 Mart”ta kurulan Nihat Erim hükümetinden istifa edenleri, “Mülkiye Cuntası” da İsmet Paşa’ya karşı, CHP’yi ele geçiren Ecevit takımını...

    Bu son olayın, Anayasa Mahkemesi’nin “üniversiteye başörtülü, türbanlı kızların giremeyeceğini” kesinleştiren kararın şifresi ise “VELEV Kİ”dir.

    BİLİRSİNİZ, biz dahil “türban”ın “siyasi bir simge” olduğunu ısrarla yazarken, onlar da “Hayır, bu inanç sorunudur” demişlerdi.

    Tartışmalar böyle sürüp giderken, Başbakan Erdoğan İspanya’dan açıklama yaptı, adeta meydan okudu, türbanı savundu:

    “Velev ki siyasi simge olsa ne olur?”

    İşte bu olur!

    Böyle olur...

    Daha önce de yazdık, “türban”ın siyasi simge oluşu, laikliğe karşı bir simgeydi.

    Elbette, siyasi dehalar, yardakçılar böyle kıytırık görüşlere itibar etmediler de “türban” için Anayasa’yı değiştirdiler.


    ANAYASA Mahkemesi de yapılan değişikliği Anayasa’nın 2. ve 4. maddelerini gözeterek iptal etti.

    Nedir bu iki madde?

    “Madde 2 - Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.”

    “Madde 4 - Anayasa’nın 1’inci maddesindeki devletin şeklinin cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2’nci maddesindeki cumhuriyetin nitelikleri ve 3’üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.”

    Anayasa Mahkemesi, işte bu maddeleri “gözeterek” yapılan değişikliği kabul etmedi.


    BÖYLE mi olmalıydı?

    Hayır, olmamalıydı...

    Olmamalıydı ama, siyasetçilerin de kendilerine bir soru sormaları gerekmez mi?

    “Neden?“ diye...

    Önce Milli Selamet, sonra Refah, daha sonra da Fazilet partisi niye kapatıldı?

    Laiklik ilkesine karşı çıktıklarından...

    AMA siz bunu bile bile...

    2002 yılında, Meclis çoğunluğunu sağladıktan bu yana, Refah ve Fazilet Partisi yöneticilerinden daha yoğun bir şekilde, yüksekokullarda ve üniversitelerde türbanla eğitim yapılmasını savunursanız, Meclis çoğunluğuna dayanarak, başka partilerin desteğini de sağlayarak, Anayasa’ya koyacağınız maddelerle, Anayasa Mahkemesi’nin kararlarını uygulanamaz hale getirmeyi amaçlarsanız, Anayasa’nın değişmez ilkelerinden laiklik ilkesine aykırı bir düzenden söz ederseniz...
    Üstüne üstlük bir de “velev ki” düsturunu piyasaya sürerseniz...

    Ne mi olur?

    İşte böyle olur.

    Biz, “olmaması gerekir” desek de...

    LAİKLİK giderse, ne olur?

    Demokrasi giderse, geliyor ama, laiklik giderse bir daha gelmez.

    Çünkü laiklik, bir yaşam biçimidir.

    Aslında, ikisiyle birlikte yaşamanın tadına bir varabilsek..

    Hasan Pulur
    iceberg19
    iceberg19
    KGP


    Mesaj Sayısı : 85
    Yaş : 35
    Nerden : samsun/bursa
    Points : 0
    Kayıt tarihi : 24/05/08

    Tartışılmayan tek yasak başörtüsü Empty Geri: Tartışılmayan tek yasak başörtüsü

    Mesaj tarafından iceberg19 Paz Haz. 08, 2008 3:57 pm

    Şimdi sen hasan pulur okurken arada bir taha akyol da oku...o da olmadı arada bir a.Turan alkan oku...Oku da hukuku adamlarından öğren...Anayasanın bizzat anayasa mahkemesi tarafından çiğnendiğini öğren...Tabi ki karara saygı duyuyoruz...Tabi ki anayasa mahkemesi meşruiyeti tam bir kurum...Tabi ki bunlar tarışılmaz...Madde 2 tartışılmaz...Bunlara söz diyen zaten yok...Ama 148.maddeyi de eklemeni isterdim senden açıkçası o yazıya...Şekil denetimi denilen şeyin ne olduğunu öğrenip ona göre o yazıyı oraya iliştirmeni isterdim...Sonra çıkıp da yalandan üzüldüm naraları atmayın...İstediğiniz buydu...Bürokrasi güç kaybediyor ve savaşarak geri çekilmeye devam edio...Eninde sonunda halk kazanacak...Ne AKP ne CHP ne Anayasa mahkemesi ne yargıtay ne danıştay ne de Egenekon terör örgütü...Kazanan halk olacak...
    avatar
    freshwater


    Mesaj Sayısı : 1
    Points : 0
    Kayıt tarihi : 16/06/08

    Tartışılmayan tek yasak başörtüsü Empty Geri: Tartışılmayan tek yasak başörtüsü

    Mesaj tarafından freshwater Paz Haz. 22, 2008 8:30 pm

    Perihan MAĞDEN (Radikal Gazetesi)(16 Haziran 2008)

    Türbanlı Kız, Kemalist Başöğretmen’e karşı
    ..............
    Zira içimdeki korumacı/kollamacı/kızının haksızlığa uğratılmasına dayanamayan anneci yanı uyandırdı Türbanlı Kız. “Kemalistler niye duymaz bu acıyı içlerinde?”
    sorusunu kartopuladı: “Benim hissettiklerimi NASIL olur da onlar da hissetmezler?”
    Onların muhtemelen ‘Hain!’ “Nankör!’ ‘Şuursuz!’ yollu biteviye (ben ve benzerlerimle ilgili düşüncelerini) onlardan yana ‘Nasıl olur?’ ‘Vicdanları yok mudur?’ ‘Bu kızları nasıl sevmezler, beğenmezler?’ Yüksek Empati Şurası Modeli’nde değerlendirmeye aldım.
    Zira Türbanlı Kız bir Kimlik Savaşı vermiyor yalnızca. Bir Şahsiyet Savaşı da veriyor. Kimliğini ararken şahsiyetini, benliğini inşa ediyor. Kemalist Başöğretmen’e karşı. Karşın.
    Türbanlı Kız, metafor olarak da, bir yeniyetme.
    Çocukken şirindi: kıvırcık saçları, çilleri ve minnacık ayakları vardı. Yeniyetme haliyle, gitti başını bağladı!
    Kemalist Öğretmen, adı üstünde anne değil öğretmen, onun başörtüsüne tarlada, köyünde, evinde, arka bahçede ve muhtelif varoş semtlerinde kaldığı sürece karışmazdı. Başörtüsüyle tarla çapalayabilir, Kemalist Evler’e temizliğe gidebilir, çok tutturursa kasaya filan oturabilirdi.
    Türbanlı Kız, beslemeydi.
    Kemalist Düş’ün Kezban’ıydı. Başını açıp salon-salomanje hayata geçebilecek rafineliğe erişmediği sürece ‘beslemelere has meşgalelerle’ yeniyetmeliğini (ve erişkinliğini) örtülü mörtülü geçirebilirdi.
    AMA bu Türbanlı Yeniyetme dikleniyor. Bir kimlik, kişilik mücadelesi veriyor. Kemalist Öğretmen’in lisesine, üniversitesine devam ediyor. SINIF ATLADI! Eğitimsel olarak da.
    ADAY! Bu Toplum’da çok daha iyi yerlere adaylığını koymakla kalmadı; Çankaya’ya kadar sızdı. Başbakanın, bakanların, Merkez Bankası başkanının karısı!
    Kemalist Başöğretmen yeniyetmenin bu isyankârlığını ‘iğrenç’ buyor. “İslam’da örtünme farz değildir” gibi hocalamalarla İslam’da neyin yapılası olduğunu da Türbanlı Yeniyetme Kız’a O öğretsin istiyor.
    Atatürk’ün karatahtaya Latin alfabesini yazarken meşhur resmi vardır ya. Yalçınkaya da, Sezer de, Kanadoğlu da, Mümtaz Soysal da, İlhan Selçuk da, Tuncay Özkan da, Ergenekon Çetesi de, Doğu Silahçıoğlu da, Şener Eruygur da, Yaşar Büyükanıt da, Yaşar Nuri de DÜŞLERİNDE kendini o karatahtanın başında, yeniyetmelerden oluşan bir ulusa (çocukken iyilerdi: itaatkâr, uysal, şirinlerdi) ders verirken görüyor.
    Ders Almayan Çocuklar’a NE YAPMALI peki?
    İşte hepsinin, bugünlerdeki temel derdi! Şirinliğini yitirmiş/çocukluğundan yeniyetmeliğe geçmiş/kişilik+kimlik savaşı veren bu baş belalarıyla NASIL başedilmeli? Ne yazmaları gerekiyor karatahtaya Latin harfleriyle?
    “SUS! OTUR!”.
    messeout
    messeout


    Mesaj Sayısı : 48
    Yaş : 36
    Nerden : Samsun/Adana/Eskişehir
    Points : 0
    Kayıt tarihi : 24/05/08

    Tartışılmayan tek yasak başörtüsü Empty Geri: Tartışılmayan tek yasak başörtüsü

    Mesaj tarafından messeout Salı Haz. 24, 2008 6:12 pm

    kadınlar hem cinslerine karşı! feministliği şimdi niye yapmıyorlar. Başörtüsü taktı die bu kdar kin neden? niye bu yazarlar KEMALİSTLER dünyada olup bitene bu kdar kızmazken kendi halkına bu kdar kızıyor. Bayrağında hilal olan bir millettin evlatları başörtüsü taktı diye nie bölesine muamele görüyor. osmanlıda başörtülüler savaş zamanı askerlere çorap mermi vb lojistik destek ürünleri sağlarken ( padişah eşi olmalarına rağmen) şimdi aylık girdisi 15bin olan evde bulunan başı açık sözüm ona kemalist ilerici idealistler yemek yapmaktan, çocuklarını bar köşelerinden toplamaktan aciz. uzun saçlı erkekle kel erkek arasında nasıl bir fark yoksa başı kapalı ile açık kadın arasında da bir fark yok. Kurtuluş savaşında başı örtülü kadınların desteklerini ne zaman bir rafa koydunuz. Nene hatunlar ne ara unutuldu. Atatürk'ün TBMMyi kuranla açmasını nie kimse dile gietirmiyor. Savaşlarda hocanın arkasında dua eden Atatürk'ümün fotoları nie saklanıyor. Avrupa gördü ki Türklerin elinden Kuranı alamazsak (1930lrda Chirchill'in konuşması-ingiliz meclisinde) bu milleti bu topraklardan atamayız. Ne kadar çabuk unuttunuz bu sözlerini düşmanlarımızın. Çanakkaleyi kurtuluş savaşını orada yaşananları ne çabuk unuttunuz. haçlı seferleri vardı kılıçlarla o zaman düşman belliydi korkusuz milletim göğüs gerdi. Şimdi haçlı ordusunun bir neferinden farkı kalmayan halkımın aydınları onların yapamadıklarını yapmaya çalışyor. yapıyorlar da .... kurt artık vücutta beden çürüyor. adidassız nikesız sokğa çıkmayan aydınların oğulları siz mi vatansever evlatlarısınız! babalarınız cococolasız yemek yemiyor. Savaş zamanı çamurluyu suyu siz mi içeceksiniz? her gün düğün var gibi süslenen kobay kadınlarımmı bize mermi üretecek ? yoksa savaşta gayrimüslümler gibi geri hizmette görev alıp savaş sonrası bu ülke yönetimine rahatça geçmek için mi bunca çaba? insan hakları baş örtülelerde mi yok oldu ? köpeği kaybolan aydınımın günlerce ağlayan kadını neden işsiz kalmış insani duyguları yokedilmiş insanım için bir saniye olsun üzülemiyr. Hey gidi aydınlarım kemalistlerim açın gözünüzü. Türklerin geleneği de belli göreneğide ....

      Similar topics

      -

      Forum Saati Salı Mayıs 14, 2024 3:39 pm