Kadın neden kapanır ?
Cevabı gayet basit. Erkeğin kadını "açık" hali ile gördüğünde cinsel dürtülerinin harekete geçme ihtimali varmış. Bu durumdan sakınmak içinde en kolay çözüm kadının kapanmasıymış !
Aslında bu anlayış baştan sona sapıkça, çünkü özde kadını bir et parçası olarak görmekteler. Yani bu anlayışa göre bir erkeğin karşısına bir kadın çıktığında da cinselikten başka bir sey düşünmesi mümkün değildir ve bu nahoş durumdan sakınmak gerekmektedir. Diğer taraftan erkeği de saçı açık bir kadın gördüğünde şehvete gelecek bir hayvan olarak betimlemektedirler. Bu arada kötüyü düşünen ve de uygulayanın erkek olmasına rağmen erkeğe değil de kadına yaptırım uygulanıyor olup, örtüler altına sokulması dabu zihniyetin adalet veya eşitlik anlayışına iyi bir örnek teşkil ediyor.
Atatürk'ümüz erkek ve kadınlarin olduğu bir topluluğa karşı ilk defa konuşmaktadır. Ancak haremlik selamlik uygulanmış ve kadınlar erkeklerle aralarında boşluk olacak şekilde arka sıralara oturtulmuştur. Atatürk'ümüz ise bu duruma tepki gösterip kızar ve düzenlemeyi yapan erkeklere şu soruyu sorar;
- Efendiler kendinize mi güvenmiyorsunuz yoksa Türk kadınının faziletinden mi kuşkunuz var ?
Evet gerçekten de öyle. Yani şu çağda kadınların kapanması için diretenlerin beyinlerinin derinliklerinde bir yerde kendileri ile ilgili bir güvensizlik sorunu olduğu açık. Bir kadının kapanmasını isteyen şahıs özde karşısına çıkan her kadını cinsel obje olarak görüyor. Herkesin de kendisi gibi olduğu kanısına kapılıyor. Karşı cinsle sosyal ve eşit bir ilişki kurulması onun için çok uzak bir kavram. Çünkü Hayvani bir kıskançlığın esiri.Onun içinde karısını, kızını ve çevresindeki tüm kadınları da kapatmak istiyor. Sonra yüzü kızarmadan çıkıp buna kapanma özgürlüğü adını veriyor. İnanç özgürlüğü gibi bir yalanın arkasına sığınıyor.
Şimdi bu özgürlük savaşçılarına ve de destekçilerine soruyorum ;
Acaba türban için özgürlük havariliği yapan bu adamların kaçının karısı erkekler ile aynı ortamda, eşit şartlar altında çalışıyor, çalışmış veya çalışabilir ?
Kaçının karısı veya kızı -bırakın erkekler ile eşit sartlar altında çalışmayı- erkeklerle konuşabiliyor, tokalaşabiliyor ?
Türban özgürlüğü için bağıran bu adamlar en son ne zaman kocasından dayak yiyen, namus cinayetlerine kurban giden, işyerinde sadece cinsiyetinden dolayı ayrımcılık ile karşılaşan ve hatta tacize uğrayan kadınlar veya okula gönderilmeyen kızlar için tek kelime etti, onların haklarını savundu ? Ya da aile veya çevre baskısı ile kapanmak zorunda kalan kadınlar için ne yaptılar ?
Aslında tüm bunlar bu gerici yapının iki yüzlülüğünü gösteriyor.
Kısaca özde erkeğin egosu var. Yani kadına kocasına eş, çocuklara anne olmak dışında bir rol biçmeyen, her hali ile kısıtlama, baskı ve bencillik içeren bir anlayıştır kadınları kapatmak isteyen anlayış.
Bir kadın neden kapanır ? Neden kendisini örtülerin altına hapsetmek ister ? İnanç özgürlüğü mü ? İşin bu kısmını hiç sorgulamayalım. İsterse kapanır. Bundan bana ne diyebilirim. Ama bunu toplumun geneline yaymaya calışıp bu anlayışı laik bir devletin kurumlarında sergilemeye kalkmanın anlamı nedir ?
Saygılar